Sağlık Hakkı, dünyaya gelmiş her bireyin insan hakları çerçevesinde, sağlıklı yaşama hakkını,
Hasta Hakları, sadece insan olmasından dolayı bireyin, insan hakları ile tanımlanmış sağlık hakkının, sağlık hizmeti alma sürecinde kullanılmasını ifade eder.
Ülkemizde, 26 Ekim hasta hakları günü olarak Hasta Hakları Yönetmeliği’nin çıktığı 1998 yılından itibaren kabul edilmekte ve bugünde hasta hakları farkındalığını artırıcı programlar yapılmaktadır.
Hasta Hakları, ilk kez 1981 yılında Dünya Hekimler Birliği tarafından, Lizbon Hasta Hakları bildirgesi ile gündeme getirilerek, hekimlerin hasta haklarındaki hassasiyetini göstermiştir.
Ardından İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi (1997) ve Avrupa Birliği Hasta Hakları Statüsü (Ana Sözleşmesi-2002) ile hasta hakları uluslararası düzeyde perçinlenmiştir.
Hasta hakları kısaca, bireyin bir hak olarak sağlık hizmetine ulaşmasını, hekim seçmesini, bilgilendirilmesini, aydınlatılmış onam ve rızasını, mahremiyetini, saygı görmesini, refakatçi ve ziyaretçi kabulünü ve makul bir konfor içinde sağlık hizmetini onurlu bir şekilde almasını ifade etmektedir.
Ne yazık ki, medeni sayılan ve insan hakları temelli olduğunu iddia eden ülke yönetimlerinin gözleri önünde İsrail, Gazze’de hastanelere, hastanelerdeki sağlık çalışanlarına ve hastalara, sivillere, annelere, bebeklere saldırıp, canlarına kıymaktadır.
Bu ülke yönetimleri sadece yaşam hakkı, sağlık hakkı ve hasta hakkı kıyımlarına seyirci kalmamakta, aynı zamanda bu katillere silah vermeye devam ederek, dünyaya lanse ettikleri her türlü insan, sağlık ve hasta hakkını çiğnemektedirler.
Sağlık Hakkı ve Sağlıklı Yaşam Derneği olarak, 26 Ekim Hasta Hakları gününde, başta İsrail olmak üzere, ABD ve İsrail’i destekleyen AB ülkeleri yönetimlerini, masum insanlar ve bu insanların sağlık ve yaşama hakları adına kınıyoruz.
Ayrıca, ülkemizde “Yeni Doğan Çetesi” adıyla ortaya çıkartılan, özel hastane, yeni doğan yoğun bakımlarında, haksız para kazanmak için bebeklerimizin, sağlık ve yaşam haklarına kıyan vicdansızları da aynı şekilde kınıyoruz.
Hastaları için canını dahi feda eden, fedakâr sağlık çalışanlarımızı bu gibi olaylardan tenzih ederiz. Çeteyi tehditlere rağmen ortaya çıkartan İstanbul İl Sağlık Müdürlüğümüz ve adli yetkilileri tebrik ederiz.
Bu tip hainlerin, böyle fırsatlar bulmaması adına; yoğun bakımların hasta yakınları tarafından hasta takibini zorlaştıran kapalı yapısının gözden geçirilmesini,
Yoğun bakımlarda hizmet alan hastaların, refakatçi bulundurma, ziyaretçi kabul etme ve bilgi alma haklarının, yoğun bakımların hassasiyetleri de gözetilerek, görünürlüğü ve hasta takibini artıracak şekilde hasta hakları yönetmeliğinde özel olarak düzenlemesini,
Kamu ve özel bütün hastane ve sağlık kurumlarında Hasta Güvenliği/Tıbbi Hata Bildirim Sistemi’nin aktif kullanılmasını,
Sağlık çalışanlarının tıbbi hata bildirimi için cesaretlendirilmesini,
İnsanımızın sağlık hakkı ve hasta haklarını destekleyecek, sağlık çalışanlarımızın çalışma şevkini artıracak, yeni strateji, düzenleme ve uygulamaların, politika yapıcılar ve hastane yönetimleri tarafından geliştirilmesi gerekliliğini kamuoyuna duyururuz.
Prof. Dr. Sedat BOSTAN
HAKSAY YÖNETİM KURULU BAŞKANI